Problemlere ve bizim üzerimizdeki sorunlara hayat şartları diyemeyiz çünkü hayat şartları problemler bütünü değil,bizim onlara karşı tutunduğumuz tavır ve yaşamak için seçtiğimiz yollardır.Eğer bir insan zor bir satranç oyunu oynuyorsa,hem kendi hamlelerini hem de rakibin taşlarını normal bir oyuncudan daha fazla düşünmek zorundadır.Bu zorlanma onu yıpratmaya başlasa da,mat için yaptığı her doğru hamlede tekrar canlanmaya başlar.Oyun iyice zorlaştığında insan depresyona ve umusuzluğa kapılıp durduğu anda. bir çok durumda oyunun zorluğu ve oyuncuyu iyice düşünmeye zorlaması,onun elinden gelenin en iyisini yapması için canlandırırken,rakibi onu mat edecektir.Aslında kazananın da kaybedenin de aynı şeyleri hissettiği oyun her zaman en iyi olandır ki oyun sonunda kaybeden kaybettiği için pişmanlık duyacaktır.Ancak oyuncu şöyle diyecektir;'Satranç sadece bir oyundur ,kimsenin hayatı ya da ekmeği ona bağlı değildir.'Eğer bir oyunu hayatımız ona bağlıymış gibi görmek yerine sakin ve güvende olduğumuzu hissedersek,tüm hayat şartlarından rahatsız olup her şeyi problem gibi görme eğilimi yerine sadece o anki problemi görüp onun üzerine gidersek daha farklı ve zor koşullarda bize yardımcı olacak deneyimler kazanmış oluruz.UNUTMAYIN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ KOŞULLAR,NE KADAR ZOR OLURSA OLSUN,İSTİSNALAR HARİÇ,DAİMA FIRSATTIRLAR VE SINIRSIZDIRLAR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder